Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9789750854026 Boyut
135-210- Sayfa Sayısı
256 Basım Yeri
İstanbul Basım Tarihi
2022-07-18
Çeviren
Fatih Özgüven
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
Kitap Kağıdı
Dili
Türkçe
İlk kez 1970'te sahnelendiğinde, bazı eleştirmenler tarafından “absürd tiyatro” örneği olarak etiketlenip “hiciv boyutu ve burjuvazi eleştirisi” görmezden gelinmek istenen Boris İçin Bir Şölen'in ilk yazımı 1965'e kadar geri gider. Oyun aynı yılın yaz aylarında Salzburg Tiyatro Festivali için “fazla karanlık” bulunarak kabul görmemiştir. Bu oyunda, tıpkı kendisi gibi bacaklarını kaybetmiş İyi Kadın'ın yıllar önce evlenip Kötürümler Bakımevi'nden çıkardığı Boris'in doğum günü için düzenlenecek şölen konu edilir; şölene Bakımevi'nden on üç kötürüm konuk olacaktır. Bernhard'ın pek çok kez en başarılı eseri olarak adlandırdığı Av Meclisi'nde General ve eşinin av köşkünde bir oyun yazarı konuktur. –Bu Yazar karakteri Bernhard'ın yapıtında ilk kez bir tür yazınsal ayna karakter olarak belirir.– Av köşkünü çevreleyen ormanı bütünüyle kabuk böceği sarmıştır ve Stalingrad muharebesinde tek kolunu kaybetmiş General ölümcül bir hastalığın pençesindedir. Bernhard'ın ünlü Alman tiyatro oyuncusu Bernhard Minetti'ye ithafen kaleme aldığı Minetti'de, yalnız ve yaşlı bir oyuncu olan Minetti karakteri, bir yılbaşı gecesi, Flensburg Tiyatrosu'nun başyönetmeniyle buluşmak için Atlantik Okyanusu kıyısındaki karlı Oostende'de üçüncü sınıf bir otele gelir. Kendisini ilk kez üne kavuşturan Kral Lear'i otuz yıl sonra yeniden oynayıp sahnelere dönüşünü taçlandırmak niyetindedir fakat yolunu dört gözle beklediği başyönetmen bir türlü ortalıkta görünmez. Bernhard'da drama fikri, romanları, anlatıları, öyküleriyle kurduğu bütünlük bağlamında “felsefi güldürü izlencesi”nin yazınsal esaslarından biridir. Bernhard'ın tiyatro oyunları, ülkesi Avusturya'nın acı gerçeklerini seslendirirken evrensele uzanan yapıtı içerisinde dünya yaşamını aynı anda bir güldürü ve tragedya olarak betimleyen, ciddiyetle gülünçlük arasında gerçekliğin birbiriyle çelişen çift yüzünü resmeden güçlü bir repertuvar oluşturur: Sesi sönmeyen bir sözcük senfonisi, susmayan bir acı kahkaha. “İnsanlar tiyatroya gelirler / büyük bir oyuncuyu seyretmek için / ama gelir gelmez de onun tekinsizliğini itici bulurlar / Tekinsizlik sergilediğinde sanatçı / ki sergilemelidir / seyirci bunu itici bulur / Oyuncu göstermelidir onu / Tekinsizliği başka hiçbir şeyi değil” “Onda beni her zaman büyüleyen, dilinin ritim ve ton açısından taşıdığı müzikalitedir. Oyunları da adeta senfonik cümleler halinde bestelenmiştir. Beni en çok etkileyen oyunu Strindbergvari bir oda oyununun yoğunluğuna eriştiği Av Meclisi'dir.” Carl Zuckmayer
Yorum yaz