Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786052641811 Boyut
160-235-0 Sayfa Sayısı
213 Basım Yeri
Ankara Basım Tarihi
2023-04-26
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
1.Hamur
Dili
Türkçe
Alt derece mahkemeleri tarafından verilmiş olan kararlara karşı kural olarak kanun yollarına başvurulabilmektedir. Bu kapsamda alt derece mahkemeleri tarafından verilmiş bir karara karşı kanun yoluna başvuru üzerine üst derece mahkemeleri tarafından kararın incelemesi yapılır. Kararın incelemesi devam ederken ayrıca bu karar kural olarak icraya konulabilmektedir. Bir başka ifade ile bir karara karşı kanun yoluna başvurulmuşsa bir yandan bu karar kanun yolundan hukuka uygun olup olmadığı incelenirken bir yandan da bu karar kural olarak icra edilmektedir. Kanun koyucu Hukuk Muhakemeleri Kanununda yapmış olduğu düzenleme ile bazı ilamların icra edilmesini kesinleşme şartına bağlı tutmuştur (HMK m. 350/II, 367/II). Bunun temel sebebi ise bu ilamların kanun yolu incelemesi soncunda hukuka aykırı olduğu kesinleşmesi üzerine, ilamın eski hale iadesinin çok güç veya imkânsız olmasından kaynaklanmaktadır. Bu sebepten dolayı kanun koyucu alacaklı ile borçlu arasında menfaat dengesini korumak için bazı ilamların kesinleştikten sonra icra edilmesine izin vermiştir. Hukukumuzda kesinleşmedikçe icra edilmeyen ilamlar icra ve iflas hukukuna ilişkin bir konu olduğu hâlde buna ilişkin temel düzenleme HMK'da yer almaktadır. Bu kapsamda istinafa başvurunun icraya etkisinin düzenlendiği HMK m. 350/II'de kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin ilamlar kesinleşmedikçe icra edilmeyeceği belirtilmiştir. Keza temyize başvurunun icraya etkisinin düzenlendiği HMK m. 367/II'de de kişiler hukuku, aile hukuku ve taşınmaz mal ile ilgili ayni haklara ilişkin ilamların icrası kesinleşme şartına bağlı olduğu açıkça belirtilmiştir. Ayrıca bazı özel kanunlarda da kesinleşmeden icra edilmeyecek kararlar özel olarak düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra Yargıtay kararları ile de kesinleşmeden icra edilmeyecek kararların kapsamı genişletilmiştir. Bu durum ise kanun koyucunun kesinleşmeden icra edilmeyen kararlar bakımından yapmış olduğu düzenlemenin eksik ve yetersiz olduğunu göstermektedir. Bir ilamın icra edilmesi kesinleşme şartına bağlı tutulması halinde ise hüküm lehine olan tarafın hak kaybına uğraması da kuvvetle muhtemeldir. Bu nedenle kanun koyucu kural olarak ilamların kesinleşmeden icra edilmesine izin vermiş; alacaklı ve borçlu arasındaki menfaat dengesini sağlamak için ise icranın geri bırakılması ve icranın iadesi prosedürlerini öngörmüştür. Çalışmamızın konusunu kesinleşmedikçe icra edilmeyen ilamlar oluşturmaktadır. Bu kapsamda birinci bölümde genel olarak ilamlı icra, ilamların kesinleşmeden icra edilebilmesinin amacı ve ilamların kesinleşmeden icra edilebilmesi kuralının sınırlandırılması ve gereği konuları incelenecektir. İkinci bölümde ise hukukumuzda genel olarak kesinleşmeden icra edilmeyecek ilamlar ve Yargıtay'ın bu konuda vermiş olduğu kararlar değerlendirilecek; ayrıca kesinleşmeden icra edilmeyen bir ilamın kesinleşmeden icraya konulması halinde başvurulabilecek hukuki yol ele alınacaktır.
Yorum yaz