Cariyenin Kızı; The Concubine's Daughter

Erkek boyunduruğu altına girmeye direnen küçük kadınların hikâyesi... "Yirminci yüzyılın erken dönemlerine kadar Çin'de asırlar boyu mutlak bir erkek egemenliği hâkimdi. Kadınlar bütün haklardan mahrumdu ve yalnızca erkeklere hizmet etmek için varlardı. Kadınlar, köle, cariye ve fahişe olarak hizmet veriyordu." Bir anne ile kızının içinizi burkacak kader yolculuğu... Genç bir cariye, Çin'in kırsal bölgesinde dünyaya bir kız çocuğu getirir. "Güzel Olan" anlamını taşıyan Li-Xia ismine sahip bu kız, annesinin ölümü sonucunda babasının kendisini satma çabalarına karşı koyar ve bir İngiliz gemi kaptanıyla kaçmayı başarır. Yolculuk öncesinde annesinin bir âlim olduğunu öğrenir. Onun gibi olmak için elinden gelen her şeyi yapmaya karar veren Li-Xia, hedefine ulaşmaya yakın büyük aşkına da kavuşur. Ancak mutluluğu uzun sürmez. "Küçük Yıldız" anlamını taşıyan Siu-Sing adlı minik kızını dünyaya getirirken sonsuza dek hayata gözlerini yumar. Ölümünden hemen önceyse kızının güvenle büyüyebileceği bir yere götürülmesini emreder. Böylelikle baba-kızı birbirinden ayırmış olur. Siu-Sing, götürüldüğü yerde daha güvenli bir yaşama kavuşabilecek mi? Annesinin vasiyetini yerine getirerek yarım kalmışlıkları tamamlayabilecek ve yıllar sonra babasıyla buluşmayı başarabilecek mi? Pai Kit Fai'ın yazarlığını üstlendiği elinizden düşüremeyeceğiniz, soluk soluğu okuyacağınız " Cariye'nin Kızı" adlı bu kitap, Çin'deki kadın köleliği geleneğinin kısa, sosyal bir tarihçesini gözler önüne seriyor. "Her gizli mutluluğu ara. En ufağını dahi neşenin, al yanına. Bunlarındır ki, her biri bedeldir bir saf altına."