600 TL ve üzeri alışverişlerinizde kargo bedava!
Yakup Peygamber'in Uzağında - Nurlan Nazlı Kaya | Yeni ve İkinci El Uc
%32 indirimli

Yakup Peygamber'in Uzağında; Bozkırdan Hanedana

Bozkırdan Hanedana

ISBN / BARKOD : 9789944387491
Üretici : Demos Yayınları
Yazar : Nurlan Nazlı Kaya
Sayfa Sayısı : 184
Konu Edebiyat / Roman - Günümüz
Son zamanlardaki satış : 1
Bu masal; Mısır'ın kadim zamanlarından, sıcak köle pazarlarından, yorgun Yahudi duvar işçilerinin arasından küçük bir toz zerresi gibi havalanıyor, bozkırın kurak ve öfkeli rüzgârlarında savrulup Ertuğrul'un o nazenin Domaniçi'ne ve Yazının devamı...
Kargo Ücreti : 65,00 TL
Liste Fiyatı : 280,00
Kitapsahaf Fiyatı : 190,40
Kazancınız : 89,60

Ürün Özellikleri

Stok Kodu

9789944387491

Boyut

145-215-0

Sayfa Sayısı

184

Basım Yeri

İstanbul

Basım Tarihi

2014-06-13

Kapak Türü

Karton

Kağıt Türü

2.Hamur

Dili

Türkçe
Bu masal; Mısır'ın kadim zamanlarından, sıcak köle pazarlarından, yorgun Yahudi duvar işçilerinin arasından küçük bir toz zerresi gibi havalanıyor, bozkırın kurak ve öfkeli rüzgârlarında savrulup Ertuğrul'un o nazenin Domaniçi'ne ve sancağını gözyaşları içinde diktiği Söğüt'e savruluyor. İbranice fısıldayan atalarının fısıltılarından kulaklarını tıkayarak kaçan ve bir yandan da dedesi Musa'nın Tur Dağ'ında yaktığı ateşe, bir ateş böceği misali dönen bir adamın gizli dehlizlerinde tomurcuklanıyor. Bu tomurcuk, çekik gözlü bir Kayı kadının rahminde filizleniyor. Çiçek açıyor kadının rahmi ve elleri, gözleri, bedeni İsrail; ama dilleri ve halleri Bozok olan bir genç kıza dönüşüyor. Bu arada Mezopotamya'da çalan şaman davullarına rağmen, Gürbüz Han'ın sülalesinden gelen bir halk, kendi kozasını örüyor, alacalı bir kelebeğe dönüşmek için Doğunun en izbe, en kurak, en aç bozkırlarından kaçan Oğuz aşiretleri yüzlerine batıyı çalıyorlar. Masal, Bizi çölün uçsuz bucaksız saldırgan düzlüklerinden, Yahudi oğlanlarının kılıçtan geçirildiği o kâbuslu zamanlarda yakalıyor, kozasından çıkan 24 aşiretin o kelebek zamanlarına; Osman Bey'in yağız delikanlılık çağından güçlü ve kararlı bir beye devşirildiği yıllara getiriyor. Domaniçi'nde çadırlar kuruluyor, atlarının kuyrukları bağlanıyor, ağıtçı kadınlar daha çok kanlı gözyaşı için yanaklarını kanatıyor, efsunlar dökülüyor, abalar dokunuyor, hayaller kuruluyor, kılıçlar çekiliyor, yiğitler büyütülüyor, dergâhlar zikirlerle inliyor, bilgeler konuşuyor, beyler dinliyor. Ertuğrul'un esmer oğulları yüzlerini, güneşe çeviren ayçiçekleri gibi susuzluktan kırılmış aşiretlerini; denizi bol, limanı bol, açık tenlİ kadını bol, topraklara çeviriyorlar. "Toprak düpedüz kaderdir." diyor Osman Bey, "Ölülerimizi sulak topraklara gömme zamanıdır!" Masal, Bu değişen ve dönüşen zamanın arasından bir aralık bulup deli bir aşka dönüşüyor ayrıca. Bir beyin oğluna, bir rüyanın, bir düşün veliahdına duyulan bir aşka "Elif" olarak başlıyor bu aşk ve "vav" olarak devam ediyor. Bize bu değişen ve kanlı dünyada bile bazı hikâyelerin hep aynı hikâyeler olduğunu anlatıyor. "Orhan," diye fısıldıyor, "Orhan, o güzel beyin oğlu, sen bir şehirden daha değerli misin?" Masal, İhtiyar bir meddah gibi okuyucusunu kâh bir çöle, kâh bir bozkıra, kâh bir bey çadırına, kâh bir mürşidin dizinin dibine, kâh bir şölen yemeğine, kâh bir tekfur kalesine, kâh bir yaralı kalbin içine fırlatıyor ve tarihin o gizli dehlizlerinden gelen bu büyülü ve ağulu hikâyeleri anlatıyor. Bu yüzden ıssız limanlara ulaşması gerek!
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.


Yorum yaz
Maximum Kart Taksitli
Taksit Sayısı
Taksit tutarı
Genel Toplam
2
104,72   
209,44   
3
72,99   
218,96   
4
57,12   
228,48   
5
47,60   
238,00   
6
41,25   
247,52   
7
36,72   
257,04   
8
33,32   
266,56   
9
30,68   
276,08   
Kapat