Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786052640661 Boyut
160-240-0 Sayfa Sayısı
184 Basım Yeri
Ankara Basım Tarihi
2023-02-16
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
1.Hamur
Dili
Türkçe
İnsanlığın en önemli sorunlarından birini göç olgusu oluşturmaktadır. Göç sorunları sadece içinde buluğumuz çağın bir sorunu değil, geçmişten günümüze sürekli varlığını sürdüren bir problem olarak bizlere miras kalmıştır. Öyle ki bu miras, gelecek nesillerin mücadele etmesi gereken konular arasında üst sıralarda olacaktır. Ülkelerin siyasi istikrarsızlığı, yeterli insani koşulların sunulamaması ve iklime bağlı yaşam koşullarının kötüleşmesi gibi çeşitli yelpazedeki faktörler bireylerin mekânsal değişikliğe gitmesine neden olacaktır. Türkiye'de son yıllarda dış göçlere bağlı olarak çok sayıda insana ev sahipliği yapmak zorunda kalmıştır. Bu göç hareketini oluşturan bireylerin önemli bir kısmı yerinden edilmiş ya da başka bir ifadeyle zorunlu göçe maruz kalmış kişilerdir. Özellikle, Suriye'den göç ederek Türkiye'ye gelen bireyler ortalama on yıldır farklı kentlerde hayatlarını sürdürmektedir. Göç sonrasında Suriyeli göçmenlere mülteci, şartlı mülteci ya da sığınmacı statüsü yerine geçici koruma verilmiştir. Bir diğer ifadeyle, Suriyeli bireylerin ülkelerindeki koşulların düzelmesi halinde Suriye'ye dönmeleri beklenmektedir. Ancak, bu süre içerisinde geçici koruma altından bulunan Suriyeli bireylerin demografik yapının bir parçası olduğu düşünülmektedir. Bu düşünceye neden olan en önemli faktör uzun süredir Türkiye'de ikamet etmeleri ve bu süreç içinde ekonomi, sosyal ve kültürel hayatın bir parçası olmalarıdır. Suriyeli bireylerin Türkiye'de demografik yapının bir parçası olduğunu anlamaya yönelik bu araştırma yapılmıştır. Farklı illerde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve geçici koruma altında bulunan Suriyeli bireyleri kapsayacak şekilde genişletilmiş ve iki grup karşılaştırılmıştır. Çalışma ile var olan durumun bir fotoğrafı çekilmek istenmiştir. Mevcut durumun ortaya çıkartılması geleceğe yönelik tahminlerde bulunmak için yardımcı olacağı düşünülmektedir. Araştırma sonuçlarında dikkat çekici durumlar mevcuttur. Bu araştırma her ne kadar karşılıklı suç korkusu temasını taşısa da yabancı korkusunun bireylerde ciddi oranda var olduğunu ya da arttığını da göstermektedir. Yabancı korkusu ile sahada nicel olarak veri toplanmamıştır ancak nitel çalışma kapsamında ve nicel çalışmalar yapılırken gözlemler ve katılımcılarla karşılıklı konuşmalar esnasında fikir sahibi olunmuştur. Toplumdaki suç korkusunun artması yabancı korkusu ile taçlandırıldığında ortaya çıkacak olan durum yaşam koşulları açısından son derece tehlikeli olabilmektedir. Bireyler; toplumdan kendilerini çekebilmekte, zihinsel ya da fiziksel problemler ile karşılaşabilmekte ve en önemlisi şiddet ile sonuçlanabilecek olaylar yaşanabilmektedir. Araştırmanın yapıldığı süre içinde tehlike arz edecek bir durum ile karşılaşılmamıştır ancak etnik kökene bağlı şiddet olayların gelecekte yaşanılma ihtimalini arttıracak önemli veriler tespit edilmiştir. Sosyal hayatta şiddeti tetikleyebilecek durumlar olabilir ya da uzun vadede yaşanabilecek şiddet olaylarını daha erkene çekebilecek gelişmeler yaşanabilir. Dolayısıyla Suriyeli nüfusa yönelik uyum politikaların geliştirilmesi gerekmektedir. Sosyal-kültürel, ekonomi, eğitim ve hukuk alanları gibi farklı alanlarda yapılacak politikalar ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Suriyeli nüfusun birbiri ile uyum içinde yaşamasının sağlanması gerekmektedir. Suriyeli bireylerin uzun süredir Türkiye'de yaşamasına rağmen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları tarafından grup-dışı olarak kabul görmektedir. Dolayısıyla, Suriyeli nüfusun topluma entegre edilmesi konusunda daha gelişmiş politikalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.
Yorum yaz