Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786059160704 Boyut
200-280-0 Sayfa Sayısı
534 Basım Yeri
Ankara Basım Tarihi
2019-12-13
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
1.Hamur
Dili
Türkçe
Hipokrat Yayınevi'nin çabaları sayesinde Linda S. Costanzo'nun Fizyoloji kitabını sonunda kendi dilimizde okuma
şansına sahip oluyoruz. Fizyoloji alanında son dönemde birçok eğitim kitabının Türkçe'ye çevirildiğini ve
yayınlandığını izliyoruz. Bu kitaplar arasında Costanzo'nun Fizyoloji kitabını nereye konumlandıracağız? Yazarın
kendi yaklaşımı ile açıklamaya çalışırsak fizyoloji kitaplarını üç gruba ayırabiliriz: Referans kitaplar, Eğitim
(Didaktik) kitapları ve Gözden geçirme (Tekrar) kitapları. Linda S. Costanzo kendi Fizyoloji kitabını eğitim amaçlı
kitaplar arasına yerleştirmektedir. Diğer bir deyişle bu kitap hazırlanış, planlama ve konuların ele alınış tarzı
itibariyle "fizyoloji bilgisini öğretme" hedefini ortaya koymaktadır. Kitabın anlatım dilinde karşılıklı konuşma
üslubunun tercih edilme nedeni de budur.
Fizyoloji eğitiminde grafikleri, denklemleri ve eşitlikleri, hesaplamaları kullanmak kaçınılmazdır. Bu kitapta bunları
bolca bulacaksınız. Mümkün olan her durumdaÖrnek Problem'ler üzerinden okuyucu bu hesaplamaları yazarla
birlikte yapmaktadır. Fizyoloji tıbbın temelidir ve sağlıktan hastalık durumuna geçiş sürecini anlamada tıbbi bilginin
omurgasını oluşturmaktadır. Bunun farkında olan yazar,Klinik Kutu'lar aracılığıyla öğretilen fizyoloji bilgisinin
klinikte hangi hastalık durumlarına temel oluşturacağını örnekleriyle göstermektedir. Her bölümün sonunda
verilenÖzetile konu tekrarlanmakta veKendinizi Değerlendirinsorularıyla bilginin pekiştirilmesi sağlanmaktadır. Bu
özellikleri ile "Costanzo Fizyoloji" tıp, diş hekimliği, sağlık bilimleri ve en geniş anlamıyla insan fizyolojisi eğitimi
verilen programların vazgeçilmez eğitim kaynaklarından biri olacaktır. Sınavlara hazırlanma sürecinde özellikle
tercih edileceğinden eminim.
Bir dilden diğerine çeviri yaparken karşılaşılan türlü güçlükler vardır. Bu kitabın çevirisi de bu durumlardan muaf
değildi. O nedenle çeviri sürecinden bir miktar söz etmekte yarar var. Çeviriye başlarken öncelikli ilkemiz "konuyu
en doğru ve yanlışsız" biçimde aktarma çabasıydı. Bu bakımdan çeviride Türkçe kelimeleri tercih ederken,
anlaşılırlığın bozulacağını düşündüğümüz her noktada alışılmış yabancı kökenli kelimeleri kullanmaktan kaçınmadık.
Kitap içinde yine yazarın kendisinin benimsediği karşılıklı konuşma tarzını çeviride de korumak amacıyla aynı
anlama gelen kelimeleri birlikte kullanmaktan çekinmedik. Örneğin, sözün gelişine göre bazen "hücre zarı" bazen de
"hücre membranı" kullanabildik. İkinci ilkemiz motomot çeviriden ziyade "en anlaşılır" karşılığı verme çabasıydı.
Bu yüzden yazarın bir cümlede söylediğini zaman zaman biz bölerek iki ya da üç cümlede ifade ettik. Dikkate
aldığımız üçüncü ve son konu ise çevrilecek bölümleri o alanda mümkün olan en tecrübeli öğretim üyelerine emanet etmek oldu. Bu yaklaşımın çeviri hatalarını en aza indirmede faydalı olduğuna inanıyorum.
Kitabın dilimize kazandırılmasında pek çok kişiye teşekkür etmem gerekiyor. Başta bu süreçte beni yalnız
bırakmadan çeviri yükünü üstlenen çevirmen meslektaşlarıma (eksiksiz listeyi diğer sayfada bulacaksınız), her bir
bölümün çevirilerini gözden geçirerek ilk düzeltmeleri yapan bölüm editörlerine, Hipokrat Yayınevi'nden grafik-
tasarım sürecini birlikte yönettiğimiz Hüseyin Çağlıkasap'a, beni çeviri editörlüğü konusunda cesaretlendirerek
güvenen Ali Çelik'e teşekkür ederim.
Yorum yaz