Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9789751933935 Boyut
165-235-0 Sayfa Sayısı
437 Basım Yeri
Ankara Basım Tarihi
2020-06-15
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
1.Hamur
Dili
Türkçe
Önsöz
Burada çalışmamızı hazırlarken başvurduğumuz kaynaklar ve takip ettiğimiz metot hakkında, ayrıntıya girmeksizin, ana hatlarıyla bilgi vermek istiyoruz. Kaynaklarımızın başında Kur'an-ı Kerim gelmektedir. Hz. Peygamber'in hayatı, Kur'ân-ı Kerim'den bağımsız düşünülemez. Onda Peygamberimiz dönemindeki savaşlar, antlaşmalar, yahudilerle, hristiyanlarla, münâfıklarla ve bedevîlerle ilişkiler, hicret, Hz. Peygamber'in hayatı ve eşleri, beşerî yönü, peygamberliği, yetki ve sorumlulukları, kendisine yönelik uyarılar, teselliler vb. konularda bol miktarda bilgiler yer almaktadır. O nedenle kaynaklarımızın başında Kur'an-ı Kerim'e yer verdik. Çünkü Vâkıdî ve İbn Hişâm gibi en eski siyer müellifleri bile bu hususu ihmal etmemişler, kitaplarında pek çok olayın ve özellikle gazvelerin Kur'an-ı Kerim'e yansıması konusuna özel bölümler ayırmışlardır. Biz de bir konuyu ele alırken Kur'an-ı Kerim'in o konuyla ilgili âyet veya sûrelerinden geniş ölçüde faydalandık. Çoğu zaman âyetlerin tam meâli yerine ifade ettiği anlamı vermeyi tercih ettik.
İkinci temel kaynağımız hadis külliyâtıdır. Bu kitaplarda Hz. Peygamber'in hayatının ve kişiliğinin tüm yönleriyle ilgili olan, hattâ siyer-meğâzî ve genel tarih kitaplarında bulunmayan bilgiler yer almaktadır. Hadisleri kullanırken de metnin tam çevirisi yerine çoğu defa ifade ettiği anlamı vermeyi tercih ettiğimizi burada belirtmek istiyoruz.
Kur'an-ı Kerim ve hadis kitaplarının dışında en eski siyer-meğâzî kitaplarıyla, genel tarih kitaplarının ilgili bölümleri başlıca kaynaklarımızı oluşturmaktadır. Bu arada, en eski sîre müelliflerinden Mûsa b. Ukbe'nin eserinden istifade eden İbn Abdilber, İbn Seyyidinnâs ve aynı zamanda olayları mükemmel bir şekilde tasvir eden Makrîzî gibi muahhar müelliflerin siyerle ilgili kitaplarından istifade etmeyi de ihmal etmedik. Bu kaynaklar önemlidir. Çünkü Mûsa b. Ukbe'nin kitabı adı geçen müellifler tarafından kullanılmış, ancak daha sonra kaybolmuştur.
Ayrıca, klasik kaynaklarımızdaki bilgilerin günümüzle bağlantısını daha iyi kurabilmek amacıyla, Ali İzzetbegoviç ve Câbirî gibi yakın tarihimizin ünlü düşünürlerinin değerlendirmelerini de gözardı etmedik. Bu arada, son zamanlarda Hz. Peygamber'in hayatını veya hayatının ve şahsiyetinin çeşitli yönlerini ele alan kıymetli araştırmalar yapıldığını da belirtmek gerekir. Bu sahadaki kıymetli tebliğleri ihtiva eden Türkiye Diyanet Vakfı'nın düzenlediği Kutlu Doğum Sempozyumlarını ve Ebedî Risâlet Sempozyumu'nu burada örnek olarak hatırlatmak isteriz. Ayrıca Mevlânâ Şiblî ve Muhammed Hamidullah gibi ciddi araştırmacıların eserlerini ve bu arada farklı bakış açılarını yansıtmak amacıyla Hz. Muhammed (s.a.s.) hakkında Batı literatüründe yer alan araştırmaları ihmal etmedik. Bu eserleri kullanırken gerekli gördüğümüz durumlarda okuyucuyu aydınlatmak amacıyla atıfta bulunduğumuz araştırmalar hakkındaki kanaatimizi dipnotlarda kısaca verdik. Keza, özellikle bazı kısımları kaleme alırken, çağdaş yazarların konumuzla ilgili görüşlerini de dikkate aldık. Çalışmamızı bir tartışmalar dizisi haline getirmek istemedik. O nedenle çağdaş siyer yazarlarının eserlerinde gördüğümüz ve bizce hatalı olan hususlara cevap yetiştirmek gibi bir hedefimiz olmamıştır.
Kaynaklarımız hakkında bu kısa bilgiyi verdikten sonra çalışmada takip ettiğimiz metotla ilgili olarak da bazı açıklamalarda bulunmak istiyoruz. Hedefimiz Hz. Peygamber'in hayatını, faaliyetlerini ve örnek alınması gereken kişiliğini ortaya koymaktır. Ancak, Kur'an-ı Kerim, hadis kitapları ve İslam tarihinin ilk kaynaklarındaki gerçek peygamber tasviri ile, tarihin seyri içinde, zamanla halkın muhayyilesini besleyen, özellikle bazı edebî eserlerdeki peygamber anlayışı arasında ciddî farklar bulunduğu bir hakikattir. İkinci grupta yer alan mesela Ahmed Mürşid Efendi'nin (ö. 1761) Ahmediyye adlı eseri ve Muhammed Bîcan'ın Muhammediyye gibi bazı kitapların, halktaki peygamber sevgisini geliştirmeye yönelik olumlu katkısından bahsedilebilir. Ancak, adı geçen eserlerde olduğu gibi, bu tür kitaplarda, uydurma hadis mecmualarında bile bulunmayan ve Hz. Peygamber'in sahih sünnetiyle tamamen çelişen rivayetler de yer almaktadır. Uydurma rivayetlerin ya da zaman içerisinde yaşayan kültürün bir parçası haline dönüşen edebî tasvirlerin, gerçek hayatın ve örnek alınabilecek davranışların yerini almaması gerektiği açıktır. Bu tür rivayetlerin zaman zaman ana kaynaklarda da yer aldığını belirtmek gerekir.
Kaynaklarda zaman zaman Hz. Peygamber'e beşer üstü vasıflar yükleyen, onun şahsını ve hayatını insanüstü özelliklerle süslemeye çalışan rivayetler yer almaktadır. Oysa bu rivayetler Peygamber'i tanıma bakımından elverişli olmadığı gibi, hem târihî gerçeklere uygunluk ve hem de rivayet kritiği açısından doğru değildir. Araştırmamızda, ciddî bulmadığımız bu tür rivayetlere yer vermemeye çalıştık. Kur'an-ı Kerim'i, Hz. Peygamber'in hayatını ve ahlâkî kişiliğini bir bütünlük içerisinde dikkate alarak bunlara ters düşen rivayetleri kullanmadık. Hurafeden ve efsaneden arınmış duru bir metin hazırlamaya gayret ettik.
Olayları doğru bir şekilde tespit etmeye çalıştık. Her şeyden önce çalışmamızı, genel kabul gören, doğru ve sağlam kabul ettiğimiz rivayetleri esas alarak hazırladık. Okuyucunun kaynağa müracaatını kolaylaştırmak amacıyla konuyla ilgili bilgileri aldığımız yerleri dipnotta verdik. Dipnotlarda çok sayıda, bazen yirmi veya otuz kadar kaynağı kaydetmek mümkün olmakla beraber, çalışmamızı bir dipnot yığını hâline getirmemek için, konu hakkında geniş ve doyurucu bilgi veren en eski iki veya üç temel kaynağın, şayet varsa bir veya iki araştırmanın adını kaydetmekle yetindik. Bununla birlikte, faydalandığımız kaynakların tümünü Bibliyografya'da vermeyi ihmal etmedik. Eğer ele aldığımız olayla ilgili ikinci derecede sağlam olabileceğine ihtimal verdiğimiz bilgiler varsa, bunları gerekli gördüğümüz durumlarda dipnotta kaynağını göstermek suretiyle metinde kaydettik.
Yine gerekli gördüğümüz yerlerde rivayetler ve olaylar üzerinde yapmış olduğumuz tahlilleri kaydetmenin kitabın hacmini artıracağını ve okuyucuyu yoracağını düşünerek, tercih ettiğimiz bilgileri vermekle yetindik. Bir başka ifade il
Yorum yaz