Ürün Özellikleri
Stok Kodu
4236651008028 Boyut
13.50x19.50 Sayfa Sayısı
406 Basım Yeri
İstanbul Basım Tarihi
1995-12
Çeviren
Ali Çakıroğlu
Kapak Türü
Ciltsiz
Kağıt Türü
2. Hamur
Dili
Türkçe
Yeni liberalizm bireycilik ve özelleştirmeyi mutlaklaştırıyor! Giderek güçlenen sağ ırkçılığı, milliyetçiliği, şiddeti ve baskıyı meşrulaştırarak hayat damarlarımızı kurutuyor. Resmi politika kimin daha az kötü olduğu tartışma üzerinden yürüyor. Üniversitelerden, sokaktan ve medyadan, kısacası tüm kamusal alanlardan dışlanan sol, zihinsel bir yeniden kuruluşun sancıları yaşıyor.
21. yüzyıla doğru solun canlanması, kendi coğrafyamız kadar dünyada yaşanmış deneyimlerden dersler çıkarmamızaa da bağlı. Bu kitap yerel ve küresel sorunların iç içe geçtiği bir dünysda benzer kaygılarla yola ççıkan kişiler ve hareketlerle toplu bir bakış sunarken demokratik sosyalizmin gündelik imkanlarına dikkat çekiyor.
Hilary Wainwright, 1968 ve sonrasında aktif olarak katıldığı toplumsal hareketler pratiğinden kalkarak liberalizmin akıl hocası Hayek'le yürürttüğü bir tartışma içinde klendi bilgi teorisinin çatısını kuruyor. Serbest piyasacı sağın sıcak bakılan anti - ototritarizmini kavrarken onun atomastik bireyciliğine karşı çıkıyor; geleneksel solun eşitlik eşitlik ve toplumsal ekonomi arayışlarını onaylarken devletçi yönelimlerine eleştirel bir gözle bakıyor; ve toplumsal hareketlerin sivil toplumu örgütleme çabalarına yakın dururken hükümet aygıtından özörgütlenmeleri güçlendirmenin bir aracı olarak yararlanmaktan yana oluyor.
Wainwright, kendi deneyimlerimizle "dar bir çevreyi" görebileceğimizi; ama burada kalmak zorunda olmadığımızı göstererek, komuta ekonomilerine ve serbest piyasaya alternatif olabilecek üç tür kurumlaşmayı ele alıyor. İlki, çeşitli kooperatifler, özyönetimli girişimler ve hizmet kurumlarıdır. İkincisi, piyasa dışında şebeke örgütlenmeleri aracılığıyla bilgi paylaşımı ve eşgüdüm örgütlenmeleridir. Üçüncüsü ile toplumsal hareketlerin politikaya müdahaleleriyle oluşan kurumlardır. Wainwright, "Piyasaların toplusallaşması"nı amaçlayan bu kurumları İsveç'te feministlerin örgütlediği bir okulu, Londra üyükşehir Belediyesi'ni, Yeşil Partileri'i ve çeşitli kampanyaları örnekleyerek inceliyor.
Bugün kapitalizmin "sihirli" gücüne tapanların karşısında ciddi bir alternatif görünmüyor. Oysa demokratik sosyalimin, merkezi kurumları ele geçirmek yerine sivil toplum içindeki çeşitli eylemm ve kurumları öne çıkarıp kendini "kurarak tanımlayan" bir tarihi var. Bu tarihj, kurucu yapılar üzerinde düşünmesi ve okul, belediye, kampanya gibi somut örnekleri "aşağıdan yukarıya" bir politik hareket açısından değerlendirmesi açısından önemlidir. ...ve alternatiftir!
Yorum yaz