Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786053996422 Boyut
160-230- Sayfa Sayısı
358 Basım Tarihi
2024-06-07
Çeviren
Nihan Çetinkaya
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
Kitap Kağıdı
Dili
Türkçe
Bergson'un 20. yüzyılın başlangıcına damgasını vuracak olan şöhretinin hem tanığı hem de kaynağı olma ayrıcalığına sahip bu derslerin kayıtları bize göstermektedir ki, daha o tarihte, düşüncesinin belkemiğini oluşturan “zamanı süre cinsinden açma” fikri, zihninde ilmek ilmek dokunmuştur. Zira Charles Péguy'un profesyonel stenografları tarafından kelimesi kelimesine kaydedilmek suretiyle Bergson'un neredeyse canlı sözüne eşdeğer olarak günümüze aktarılan bu dersler, 1907 yılında yayımlayacağı Yaratıcı Tekâmül kitabının dördüncü bölümünde kendi bakış açısıyla irdeleyeceği felsefe –ya da daha doğru bir ifadeyle felsefi sistemler– tarihinin bir eskizi niteliğinde olup Batı felsefe ve bilim tarihine kendi süre düşüncesi içerisinden Bergson'un panoramik ve eleştirel bakışına dair bir ilk sunum olma özelliğini de taşımaktadır.
Elealı Zenon'un sofizmiyle başlayıp Platon diyaloglarına ayırdığı titiz bir incelemenin ve Aristoteles'te zaman mefhumuna ilişkin detaylı bir değerlendirmenin ardından yer verdiği Plotinos'la Yunan düşünce tarihini kapatan Bergson, buradan Rönesans Platoncularına geçiş yapar; Giordano Bruno ve Cusalı Nicholas'a uğrar; Benedetti'den Galileo, Roberval, Barrow ve Newton'a metafizik tarihiyle bilimler tarihinin nasıl birbiri içine geçtiğini ortaya koyarak Descartes ve Leibniz'in ardından Kant'a kadar gelir.
Bergson'a göre düşünce için esas olan “kendimizi sezgisel bir gayret göstermek suretiyle düşünmek istediğimiz şeyin içinde konumlandırmak, o şey hakkında dışarıdan edindiğimiz görüşler yerine, o şeyle entelektüel bir sempati kurmak”tır. Peki bu mümkün müdür? Bergson'un bu soruya bu ders kapsamında verdiği cevabı şöyledir: “Varlıklar ve şeylerin birbirlerine göründüğünden çok daha az dışsal olduğu gösterilebilirse mümkün olacaktır.” Bu önerme, Newton'un deterministik evreninin ve her ne kadar Newton'a karşı görünse de onunla uyum içinde olan Einstein'ın genel görelilik kuramının yanlışlığını ortaya koyan kuantum mekaniğine göz kırpar niteliğiyle güncelliğini korumaktadır.
Nihan Çetinkaya'nın bu titiz çevirisine Oğuz Haşlakoğlu'nun Türkçe baskı için kaleme aldığı önsöz eşlik ediyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları olarak Zaman İdesinin Tarihi'nin felsefe tarihine önemli bir katkı olacağını düşünüyoruz.
YAZAR HAKKINDA: Henri Bergson, analitik felsefe ve kıta felsefesinde yirminci yüzyılın ilk yarısında etkili olmuş bir filozoftur. 1859'da Paris'te Polonya asıllı üst sınıf Yahudi bir ailede dünyaya geldi. Çocukluğunda Londra'da bulunduğu kısa bir dönem dışında hep Paris'te yaşadı. Genç yaşta matematiğe ilgi duyan Bergson, daha sonra felsefe okumaya karar verdi. Paris Üniversitesi'nde (Sorbonne) felsefe öğrenimi gördü ve doktora yaptı, ardından farklı kurumlarda ve Collège de France'ta dersler verdi. Bergson, gerçekliği anlamlandırmada pozitivist akılcılığa karşı deneyim ve sezgiyi öne çıkarmasıyla tanındı. Felsefe alanında metafizik, epistemoloji ve estetiğe katkılarıyla anılan Bergson, “zaman” üzerine yazdı, yanı sıra hafıza, özgürlük, bilinç ve evrim konularıyla da ilgilendi. 1918'de Fransız Akademisi'ne kabul edildi. 1927'de Nobel Edebiyat Ödülü'ne, 1930'da Fransa Şeref Nişanı'na (Légion d'honneur) layık görüldü. Çalışmaları edebiyat, psikoloji ve sosyoloji disiplinleri üzerinde etki yarattı, ayrıca Maurice Merleau-Ponty ve Gilles Deleuze gibi yirminci yüzyıl düşünürlerini de etkiledi. Madde ve Bellek (1896), Gülme (1900), Yaratıcı Tekâmül (1907), Manevi Enerji (1919), Süre ve Eşzamanlılık (1922) ve Ahlak ile Dinin İki Kaynağı (1932) gibi eserleri felsefe klasikleri arasındadır. Bergson, 1941'de işgal altındaki Paris'te öldü.
Yorum yaz