Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786057637666 Boyut
135-195- Sayfa Sayısı
128 Basım Yeri
İstanbul Basım Tarihi
2022-11-04
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
Kitap Kağıdı
Dili
Türkçe
Müzik başlangıçta ve çoğu zaman “canlı müzik”
idi. Kayıt teknolojilerinin gelişmesiyle önce evlere
(gramafon), sonra yollara, sokaklara (kasetçalar,
onun “yürüyen dinleyici” sürümü), nihayet asansör
ve mağazalara (sayısal biçimler), kısaca gündelik
yaşamın her anına ve dokusuna sızdı. Eskiden
müziği ya çalmanız ya da çalanların yanına gitmeniz
gerekirdi artık müzik ve müzisyenler cepte
taşınabiliyor.
Böylesine bir yaygınlığın nedeni kuşkusuz bir
gereksinimin dindirilmesiyle ilgilidir. En kolayından
“ruhumuzu” besliyordur?! Dayatılan bir tüketim
algısının sonucu olduğunu da düşünenler de var
elbette. Sonuçta kuşların cıvıltısı, dalgaların şırıltısı
ya da kükremesi yerine, mekân ve zamanla sınırlı
olan müziği zaman ve mekândan bağımsız kılarak
“hep” dinler olduk.
Ama yine mekâna ve zamana bağlı olarak farklı
müzikler dinleyebiliyoruz. Yemekte başka, arabada
başka; gençken başka yaş aldıkça başka müzikler.
Müzik beğenimiz değişiyor ama nasıl?
Müzik bazı duygularımızı harekete geçiriyor
deniliyor ama o anki duygularımız müzik
tercihimizi belirleyemez mi?
Batı klasik müziğini dinlemenin eğitimi, kültürel
birikimi ya da “yüksek” sınıftan olmayı gerektirdiği
düşünülür ama salgındaki kapatmalar sırasında
gördük ki bütün İtalya opera aryalarını balkondan
dinliyordu. Eğitim, kültür, sınıf vb. müziğin
“kalitesinin” ölçüsü olarak alındığında herhangi bir
müziği beğenmek, sevmek, seçmek mümkün
müdür?
Müziği dinliyor muyuz, tüketiyor muyuz?
Yorum yaz