Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786256591523 Boyut
140-240- Sayfa Sayısı
248 Basım Tarihi
2024-04-26
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
Kitap Kağıdı
Dili
Türkçe
Yeryüzünde varlığını sürdüren, taraftarı bulunan ve mensuplarınca “kutsal” kabul edilen dinler, ya bir peygambere ya da bir “kurucu”ya atfedilmektedir. Bu peygamberlerin veya din kurucularının hemen hemen hepsi bir kavimle/milletle ilişkilendirilmektedir. İslâmî anlayışa göre insanoğlu için vazgeçilmez ve doğuştan gelen/fıtrî bir olgu olan dinin başlangıcı ilahîdir ve Hz. Adem'e dayanmaktadır. Hz. Âdem'den Hz. Muhammed'e kadar, hemen her kavme/millete, onları Allah'a “kul” olmaya çağıran bir peygamber (nebi, resûl) gönderilmiştir. Kuran'da adı geçen Hz.Adem'in, Hz.Nuh'un, Hz.Yafes'in, Hz. İbrahim'in, Hz. Zülkarneyn'in(Oğuz Han), Hz. İsmail'in ve Hz. Muhammed'in “Türk Soylu” peygamberlerden olduğu üzerinde durulurken, Hz. Muhammed'i; özüyle, sözüyle, yüksek faziletleriyle, fizikî özellikleriyle, yaptıklarıyla / uygulamalarıyla, gelenekleriyle/ görenekleriyle, atalarıyla Hz. İbrahim soyundan, Sümer Türkleri'nden bir Türk ve “Türk Peygamber” olarak görmek gerektiği gibi dünyada “din” olarak kabul edilmiş Konfüçyüscülüğün kurucusu Konfüçyüs'ün, Zerdüştîliğin kurucusu Zerdüşt'ün, Buddizm'in kurucusu Budda'nın da Türklüğü savunulmuş, bunların dışında da Türkler arasından çıktığı ileri sürülen “24 Peygamber” ismi de kaynaklarda zikredilmiştir/ zikredilmektedir. Türklerin İslâm'ı kabul edişlerinde; İslâm'ın özgün mesajlarının, sunuluş tarzının, anlatılış yöntemlerinin yerinin ve öneminin etkisinin olduğu kadar, Türkler arasından çıkmış “peygamberler”in, “din kurucuları”nın, dinî ve siyasî liderlerin de etkisi olduğunu vurgulamak bir hakkın teslimi olacaktır. Tevrat'ta, İncil'de ve Kuran'da adı geçen Peygamberler'in Mezopotamya-Ortadoğu-Anadolu/Asya bölgesinden ve bölgeye özgü olduğu ile Kutsal Kitaplar'daki kıssaların, olayların, bilgilerin ve anlatıların doğru anlaşılması için pergelin sivri ucunun Türkiye'ye konulması gerektiği, Türkiye ve Urfa'da varlığı 12 bin yıl öncelere ulaştığı belirtilen Göbeklitepe merkezli Asya-Mezopotamya-Ortadoğu bölgesinde yapılacak yeni çalışmaların hem Türkiye Dinler Tarihi hem Dünya Dinler Tarihi hem de dünya bilim çalışmalarına yeni ufuk açabileceği unutulmamalıdır
Yorum yaz