Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786259871844 Boyut
135-210- Sayfa Sayısı
107 Basım Tarihi
2024-01-30
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
Kitap Kağıdı
Dili
Türkçe
Takvimler 1978'in hizmetkârıydı ve hayalime kavuşmama yani öğretmen olmama bir yıl kalmıştı. Güneşin iliklerimi ısıttığı bulutsuz bir gündeydim ve parkta kendimi kaybetmişçesine sınavlarıma hazırlanıyordum. Derken ruhumu derinden kavrayan muhteşem bir şarkı parkın hoparlörlerinden bütün evrene yayılmaya başladı. “Başın öne eğilmesin. Aldırma gönül aldırma. Ağladığın duyulmasın. Aldırma gönül aldırma. Dışarda deli dalgalar. Gelir duvarları yalar. Seni bu sesler oyalar. Aldırma gönül aldırma.” Hipnotizeydim. Büyülenmiştim. Çalışmayı, kitabı, kalemi bıraktım ve uçarcasına kütüphaneye koştum. Öğrendiğimde vurgun yemişçesine sersemledim, hüzünlendim, ağladım. Sinop cezaevinde bir damla güneşten yoksun hücrede Sabahattin Ali'nin yazdığı bu şiiri Kerem Güney bestelemiş, Edip Akbayram da gönül fetheden yorumuyla pek çoğumuza dalga dalga umut olmuştu. Hepimize diyemiyorum çünkü ideolojik düşüncelere esir edilip, bölünüp, parçalanıp yutuluyorduk. Örneğin “Çırpınırdın Karadeniz, bakıp Türk'ün bayrağına, ah ölmeden bir görseydim, düşebilsem toprağına.” türküsü de milliyetçi grubun tekelindeydi. Hala dinlerken sözü ve ezgisiyle bana deryalarda kucak açtıran bu halk türküsünü mırıldanırsam vay halimeydi. “Kırk katır mı kırk satır mı, seç faşist!” derlerdi insana. Yetmişlerde birbirlerini boğazlayan bu iki grubun çocukları, doksanlarda ve iki binlerde sarsılmaz dostluklar kuracak ve her iki şarkıyı da bir bahar akşamında gitarlarının elleriyle, doyumsuz sesleriyle bilgeliklerini konuşturacaklar ve birliğin gücünü mühürleyeceklerdi. Yüreğimizdeki türkülerin gücenmişliklerine barış imzalatarak geleceğin dünyasına ötekileştirme değil beraberlik bilincini aktaracaklardı
Yorum yaz