Ürün Özellikleri
Stok Kodu
9786052349571 Boyut
110-160-0 Sayfa Sayısı
148 Basım Yeri
İzmir Basım Tarihi
2019-09-11
Çeviren
Melis Oflas
Kapak Türü
Karton
Kağıt Türü
2.Hamur
Dili
Türkçe
Faşizmle mücadele, insan ruhunun yetiştirilmesiyle mümkündür!
Batı felsefi ve entelektüel üretimine güncel katkılarıyla bilinen Nexus Enstitüsü'nün kurucusu ve başkanı Rob Riemen'in Çağa Karşı Koymak: Faşizm ve Hümanizm Üzerine Düşünceler adlı çalışması, Delidolu'nun NeYapmalı? temalı kurmaca dışı eserler koleksiyonundaki yerini alıyor.
Küresel çapta yükselişe geçen sağcı ideolojiler ve faşist siyasi eğilimler üzerine düşünen bir kültür felsefecisi olarak Rob Riemen, bir zamanlar Avrupa'nın en temel nitelikleri olan, ancak zamanın fani ruhuyla birlikte yitirilen demokratik değerlerin yeniden canlandırılmasına yönelik çabaları tartışıyor. Riemen, kültür ve eğitim "insan ruhunu yetiştirme" amacına hizmet etmedikçe, bir değerler sistemi olarak faşizmin asla yok olmayacağını, belli aralıklarla tekrar saldıracağını vurguluyor.
Öznel düşünceden yoksun kitle insanının, bütün sıradanlığıyla kitsch toplumunun ve üniversitelerin fikir insanları yerine piyasaya "eleman" yetiştiren niteliksiz kurumlara dönüşmesinin faşizmin yükselişindeki etkin rolünü öyküleştirerek, akıcı ve anlaşılır bir dille anlatan kitap, siyaseti edebiyat ve felsefeyle düşünmek isteyen okurlar için eşsiz analizler sunuyor.
Siyaset dünyasında popülizm ve faşizm tartışmaları hız kesmeden sürerken Riemen bu tür siyaset yapma biçimlerinin uyandırdığı geniş çaplı hınç, yabancı düşmanlığı, korku ve nefret duygularına karşı evrensel İyinin yeniden hatırlanması gerektiğini savunuyor. Nietzsche'den Spinoza'ya, Paul Valéry'den Thomas Mann'a geniş bir dizi felsefi ve edebi kaynaktan beslenen bu çalışma, mevcut dünya düzenini anlamak ve alternatifler üzerine düşünmek isteyen herkesin okuması gereken güncel bir analiz.
Toplumumuz şüphesiz ki derin bir kültürel krizin içinde. Artık müşterek manevi değerlerimiz nelerdir bilmiyoruz; eğitim artık kişinin kendini geliştirmesine ve ahlakı öğrenmeye olanak tanımıyor; uygarlığın tüm ilkelerine temel oluşturan asli sorulara artık nasıl cevap vereceğimizi bilmiyoruz. Kültürel ve ahlaki temellerden yoksun, demagojiden kolayca etkilenmeye müsait, hınç ve korkuya boğulmuş olduğu için nihilist olarak adlandırabileceğimiz bu toplumda siyaset, iktidarlarını korumak ve büyütmekten başka hiçbir güdüsü olmayan kışkırtıcı aktörlerin işidir.
Yorum yaz